Annelerin insanlık nöbeti
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde ev sahipliği yaptığı, pek çok ülkeden devlet ve hükümet başkanlarının eşleri ile özel temsilcilerin katılımıyla düzenlenen “Filistin İçin Tek Yürek” temalı zirvede konuklara hitap etti. Emine Erdoğan, tarihte yaşatılan korkunç mağduriyet üzerinden kendine uluslararası meşruiyet alanı açmış bir devleti, ona karşı duyulan suçluluk psikolojisi içinde on yıllardır, göz göre göre şımartan uluslararası sistemin son 40 gündür nasıl bir canavara dönüştüğüne şahit olduklarını dile getirdi.
“Gazze bugün artık, meçhul çocuklar şehri.” diyen Erdoğan, “Bir anne, bir kadın, bir insan olarak böyle kirli bir mirası hesabı görülmeden sonraki nesillere devretmeyi reddediyorum. İsrail devletinin ilgili bütün mensuplarının, işledikleri tüm savaş suçları sebebiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalarını talep ediyorum. Sözde hümanist değerlerin taşıyıcısı olduğunu iddia eden tırnak içinde ‘medeni dünyanın’ 40 gündür içine düştüğü acziyetten, izlediği iki yüzlü siyasetten, kendi halkları gibi biz de büyük bir utanç duyuyoruz. Bugün bu zulmü gerçekleştirenler bilsinler ki onların isimleri, kıskançlığı ve hırsı yüzünden kardeşinin canına kıyan Kabil’in, çocukları katleden Nemrud’un, yüzlerce yeni doğanı öldüren Firavun’un yanında anılacak. Yakın geçmişte Yahudileri yok etmek isteyen zalimlik ile aynı yerde anılacaksınız.” ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, İsrail’e ve Birleşmiş Milletler’in daimi 5 üyesine şu sözlerle seslendi: “Buradan, İsrail devletine ve dünyada barış ve düzeni tesis etmekle mükellef Birleşmiş Milletler’in daimi 5 üyesine sormak istiyorum, bu vahşeti durdurmak için hangi kritik ölüm eşiğini bekliyorsunuz? Vicdanları sağır eden sessizlikteki uluslararası topluma sormak istiyorum. 40 gündür devam eden bu utanç döneminden sonra hangi hakla dünyada barışı ve adaleti, insanlığın evrensel değerlerini savunacaksınız? Charlie Hebdo’da, ölenlerin hukukunu korumak için sıraya giren, o fotoğraf karesinde büyük bir şevkle boy gösteren dünya liderlerinin, Gazzeli masumlar karşısında büründüğü sessizlikten hangi anlamı çıkarmamız gerekiyor? İnsan Hakları Beyannamesi’nde ve uluslararası birçok sözleşmede, hakları koruma altına alınmış insan tanımı, sadece Batı’nın belirlediği sınırlar içindekileri mi kapsıyor?”
“Bütün devlet başkanı eşlerini, Gazze’de öldürülenlerin, kitlesel bir kıyım sürerken sesleri bastırılmak ve susturulmak istenenlerin sesi olmaya davet ediyorum.” çağrısını yapan Emine Erdoğan, “Gazzeli ve uluslararası basın mensupları, sağlıkçılar, insani yardım çalışanları; onları korumakla mükellef uluslararası toplum başarısız olurken, canları pahasına insanlık için adeta bir nöbetteyken, biz de ateşkes ilan edilene dek onlar için bulunduğumuz her yerde elimizdeki tüm imkan ve araçlarla nöbet tutalım. Yeni kamusal alan haline gelen sosyal medyada hep birlikte nöbet halinde derhal ateşkes, barış ve insani yardım çağrımızı sürdürelim. Her birimizin ayrı ayrı güçlü, bir araya gelince ise çok daha güçlü bir sesimiz var. Sözlerimizi, onlar için ve dünya için hemen şimdi ateşkes için birleştirelim. Gelin bu buluşmayı, sözden eyleme taşıyarak barış için bir inisiyatif haline getirelim.” dedi.
Ateşkesin öncelikli hedef olsa da nihai hedef olmadığının altını çizen Erdoğan, “Bütün dünyayı, aynı sesle Filistin’de ve İsrail’de kalıcı barışın sağlanması için çabalarımızı birleştirmeye çağıralım. Başkenti Doğu Kudüs olan, toprak bütünlüğü korunmuş, tam bağımsız bir Filistin devletini kapsayan iki devletli çözümün vaat ettiği gecikmiş barışı tesis etmenin artık tam vakti. Bölgenin ve hatta dünyanın barış ve huzuru için Filistin’deki haksız işgal sona ermeli ve İsrail gasbettiği toprakları sahibine, Filistinlilere geri vermelidir. Gazze, çocuklarına aydınlık bir gelecek sunabilecek şekilde, yıkıntıları arasından yeniden inşa edilmelidir. Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası kuruluşlar bünyesinde, İsrail’in yıktığı okulları, parkları, hastaneleri yeniden inşa etmek üzere şimdiden bir fon kurulmalıdır.” ifadelerini kullandı.
İstanbul’daki “Filistin İçin Tek Yürek Zirvesi” sonrasında Emine Erdoğan tarafından ortak çağrı metni okundu. Bu çağrıda “Devlet ve hükümet başkanlarının eşleri ve ülke temsilcileri olarak tüm dünyaya, Gazze’de süren katliamları durdurmak için derhal ve topyekun harekete geçilmesi, Gazze’de okul, hastane ve diğer tıbbi tesisler, mülteci kampları, Birleşmiş Milletler tesisleri ve ibadethaneler dahil tüm sivil yerleşim yerlerini hedef alan İsrail saldırılarının derhal durdurulması, bu doğrultuda çatışmalara son verecek bir ateşkesin acilen tesisi çağrısında bulunuyoruz. Her vicdan sahibi insanı bu küresel çağrımıza destek vermeye davet ediyorum.” denildi. Emine Erdoğan, Filistinlilerin ve İsraillilerin çocuklarını huzur ve güven içinde yetiştirebilecekleri iki devletli bir çözüm diledi. Öte yandan “Filistin İçin Tek Yürek” konulu zirveye özel “İşgal Altındaki Filistin’in Haklı Davasında Türkiye’nin Barış Diplomasisi” kitabı ve “Gazze: Direnen İnsanlık” isimli sergi hazırlandı. Erdoğan, katılımcılarla sergiyi gezdi. Bu sırada duygusal anlar yaşandı. Emine Erdoğan ve beraberindeki lider eşleri, serginin çıkışında yer alan Gazze şehri panosunun üzerine kırmızı sprey boyayla “Ceasefire now! Ateşkes hemen şimdi.” yazdı. Ziyarette Emine Erdoğan ile konuklara, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da eşlik etti.
Zirveye, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani’nin annesi Şeyha Moza binti Nasır, Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall’ın eşi Marieme Faye Sall, Malezya Kraliçesi Tunku Azizah Aminah Maimunah Iskandariah, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in eşi Ziroat Mirziyoyeva, Kongo Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Denis Sassou N’Guesso’nun eşi Antoinette Sassou N’Guesso, Bangladeş Cumhurbaşkanı Muhammed Şahabuddin Çuppu’un eşi Rebeka Sultana, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Hırvat üyesi Zeljko Komsic’in eşi Sabina Komsic, Lübnan Başbakanı Necip Mikati’nin eşi May Mikati, İskoçya Bölgesel Başbakanı Hamza Yusuf’un eşi Nadia El-Nakla, Libya Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nin eşi eşi Amina Ali Muhammed El-Shavush El-Dilawi, Filistin Özel Temsilcisi Ferial Kamel Abdalrahman Salem, Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid en-Nehyan’ın eşi Sheikha Alyazia bint Saif Al Nahyan, Mısır Planlama ve Ekonomik Kalkınma Bakanı Dr. Hala Elsaid ve Türkmenistanlı Diplomat Chinar Rustamova katıldı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in eşi Mihriban Aliyeva, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’nın eşi Rosangela da Silva ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun eşi Cilia Flores de toplantıya video mesaj gönderdi.
Katar Emiri’nin annesi Şeyha Moza binti Nasır: Şu anda herkes bütün dünyada bu cinayetleri görmektedir ve aynı zamanda Filistin halkı zorla tehcir edilmektedir. Uluslararası insancıl hukuk çiğnenmektedir. Vahşi bir şekilde bu insanlar katledilmektedir. Ve evleri üzerlerine yıkılmaktadır. Bu tabii ki, tamamen bir ihlaldir. Ne zamana kadar uluslararası toplum buna seyirci kalacaktır, İsrail bunu ne zamana kadar sürdürecektir?
Pakistan Başbakanı’nın eşi Sadiya Rahmetullah: Gücün tek bir elde tutulması ancak geçici olabilir, ilelebet süremez. Bugün uluslararası arenaya bakacak olursak, belki bazı şeyler imkansız gibi görünüyor ama tarih her zaman adaleti taltif edecektir. Filistin sorununa kalıcı bir çözüm bulunması için bir Filistin devletinin kurulması gerekmektedir. Doğu Kudüs’ün bunun başkenti olması elzemdir.
İskoçya Başbakanı’nın eşi Nadia El-Nakla: Bugün burada toplanmamızın tek bir nedeni var: İnsanlığın galip gelmesini ve daha fazla masum erkek, kadın ya da çocuğun ölmemesini sağlamak. Anne ve babam Filistinli. Ailem ve Gazze’de yaşayan 2,2 milyon insanla birlikte 17 yıldır abluka altında yaşıyoruz. Güçlü adamlar diplomasi dilini tartışırken çocuklar ölüyor. Sadece söze değil eyleme ve ateşkese ihtiyacımız var.
Türkmenistanlı Diplomat Chinar Rustamova: Filistin topraklarında barışın yeniden tesis edilmesi ancak bugün olduğu gibi bir araya gelerek ve dayanışma içinde el ele tutuşarak başarılabilir. Türkmenistan heyeti ve şahsım adına bu etkinliği düzenlediği ve büyük misafirperverliği için Emine Erdoğan’a teşekkür ediyorum.
Libya Başbakanı’nın eşi El-Shavush El-Dilaw: İnsan hakları beyannamesinin ilk maddesi tüm insanların eşit haklarla özgür olarak doğduğunu ifade etmektedir. Yine 3. maddede her bireyin yaşam ve barış hakkı olduğu ifade edilir. Ancak bugün hepimiz uluslararası insan hakları beyannamesi içerisinde aslında bir istisnanın olduğunu gördük. Bu bugün değil yıllar boyunca böyleydi. Gazze’de tamamen bir insanlık suçu yaşanıyor.