Geç Kalkolitik, Roma ve Erken Bizans dönemlerinde yerleşim yeri olarak kullanılan Hadrianopolis Antik Kenti’nde sürdürülen kazılarda, testi içinde yaklaşık 1400 yıllık 10 sikke, Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Çelikbaş’ın başkanlığında kazı ve restorasyon çalışmaları yürütülüyor.
Kiliselerin tabanında, birçok hayvanın tasvir edildiği mozaiklerle ünlenen ve bu nedenle “Karadeniz’in Zeugması” şeklinde adlandırılan antik kentte, şimdiye kadar iki hamam, iki kilise, bir savunma yapısı, kaya mezarları, tiyatro, bir kemerli ve kubbeli yapı, anıtsal kültik niş, sur, villa, diğer anıtsal binalar ile bazı kült alanları gibi yapılar bulundu.
Kazılarda son olarak ulaşılan testi içinde yaklaşık 1400 yıllık 10 sikke, “sondaj-3” adı verilen yapının türü ve tarihine ışık tutuyor.
“YAPININ EN SON KULLANIM EVRESİNİN 7. YÜZYIL OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİZ”
Çelikbaş, 2023 yılında güzel çalışmalar gerçekleştirdiklerini söyledi.
Geniş alanlarda yeni yapılar ortaya çıkarmaya çalıştıklarını dile getiren Çelikbaş, “Restorasyonlarımız devam etti. Yaklaşık 60 kişilik ekiple çalıştık” dedi.
Çelikbaş, çalışma yaptıkları alanlardan birinin de sondaj-3 olarak adlandırdıkları yapı olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
“Bu yapının fonksiyonunu henüz tam olarak tespit etmiş değiliz. Fakat bir odanın ne amaçla kullanıldığını içinden çıkan buluntulardan yaklaşık olarak tahmin ediyoruz. Galiba bir mutfak kalıntısı. İçerisinde çeşitli kaplar, mutfak kapları ortaya çıkmıştı. Yapının yüzyıllar boyunca kullanıldığını stratigrafi (katmanbilim) bize gösterdi fakat yapının son bitim tarihinin ne olduğu konusunda net veriye ulaşamamıştık. Mutfak bölümünde bulduğumuz bir kumbara ve içerisindeki 10 sikke, yapının son kullanım evresini bize gösteren kanıt niteliğinde arkeolojik belge. Sikkeler 2. Konstans’a ait. Tarihi milattan sonra 641-666 yılları arasına tarihlendiriliyor. Dolayısıyla yapının en son kullanım evresinin 7. yüzyıl olduğunu söyleyebiliriz.”
Yapının çeşitli eklemelerle kapsamlı tadilatlarla yaklaşık 300-400 yıl kullanıldığını tahmin ettiklerini dile getiren Çelikbaş, “Yapıya baktığımız zaman bazı bölümler sonradan eklenmiş. Bazı duvarların yıkılıp tekrar yapıldığı, tamirat tadilat izleri net bir şekilde karşımıza çıktı” diye konuştu.
Çelikbaş, sikkelerin küçük bir testinin içinde bulunduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Terminolojik olarak, yani arkeoloji literatüründe sikkeleri define olarak tanımlamak lazım. Ancak biz bunu parayı bir yere saklama, gömme amacıyla değil de -günümüzde annelerimizin mutfakta paralarını biriktirdiği küçük kutucuklar olur ya- benzer amaçla değerlendirildiğini düşünüyoruz. Mutfak bölümünün içerisinde 10 sikkenin küçük bir testiciğin içinden çıkmasını, o dönemde ailenin ya da evin hanımefendisi tarafından kumbara gibi kullanıldığını düşünüyoruz.”